Tarot falı günah mı?
Tarot falı, kökeni Orta Çağ Avrupası'na dayanan, sembolik resimlerle bezeli kartlar aracılığıyla geleceği okuma veya yorumlama pratiğidir. Günümüzde popüler bir eğlence ve kişisel gelişim aracı olarak kabul edilse de, dini açıdan taşıdığı potansiyel riskler ve itikadi sorunlar nedeniyle hassasiyetle yaklaşılması gereken bir konudur. Tarot falı, genellikle geleceğe dair tahminlerde bulunma, gizli bilgileri açığa çıkarma veya kişisel sorunlara çözüm bulma amacıyla kullanılır. Bu tür uygulamalar, gaybı bilme iddiası taşıdığı ve Allah (c.c.)'tan başkasının geleceği bilebileceği inancını destekleyebileceği için, tevhid inancıyla çelişme potansiyeli taşır.
Tarot falının günümüzdeki popülaritesi, insanların geleceğe dair merakını giderme, belirsizlikleri azaltma ve hayatlarına yön verme arayışından kaynaklanmaktadır. Ancak, bu tür uygulamaların dini açıdan caiz olup olmadığı konusu, İslam alimleri arasında farklı görüşlere neden olmuştur. Bazı alimler, tarot falının gaybı bilme iddiası taşıdığı ve bu nedenle kesinlikle haram olduğunu belirtirken, bazıları ise eğlence amaçlı ve geleceğe dair kesin hükümler içermeyen yorumların caiz olabileceğini savunmuştur. Bu farklı görüşlerin temelinde, niyet, uygulama şekli ve inanç gibi faktörler yatmaktadır.
Gaybı Bilme İddiası ve Tevhid İnancı
Gayb, duyularla algılanamayan, akıl yoluyla bilinemeyen ve Allah (c.c.)'ın ilmiyle kuşatılmış olan bilinmezlik âlemidir. Kur'an-ı Kerim'de, gaybı bilmenin yalnızca Allah (c.c.)'a mahsus olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bu ayet, gaybı bilme yetkisinin yalnızca Allah (c.c.)'a ait olduğunu ve hiçbir insanın veya varlığın bu bilgiye sahip olamayacağını vurgular. Tarot falı gibi uygulamalar, geleceğe dair tahminlerde bulunarak veya gizli bilgileri açığa çıkarma iddiasında bulunarak, bu ilahi sınıra tecavüz etme riski taşır. Bu durum, tevhid inancıyla, yani Allah (c.c.)'ın birliğine ve eşsizliğine imanla çelişebilir. Çünkü tevhid inancı, Allah (c.c.)'ın sıfatlarında ve yetkilerinde hiçbir ortağı olmadığına inanmayı gerektirir. Gaybı bilme yetkisi de Allah (c.c.)'ın eşsiz sıfatlarından biridir.
Tarot falına başvuran veya bu tür uygulamalara inanan kişiler, farkında olmadan Allah (c.c.)'tan başkasına gaybı bilme yetkisi atfetmiş olabilirler. Bu durum, şirke düşme tehlikesini beraberinde getirir. Şirk, Allah (c.c.)'a ortak koşmak ve O'na ait olan sıfatları başkalarına vermektir. Kur'an-ı Kerim'de şirk, en büyük günahlardan biri olarak kabul edilmiş ve tevbe edilmedikçe affedilmeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, gaybı bilme iddiası taşıyan her türlü uygulamadan uzak durmak ve tevhid inancını korumak büyük önem taşır.
Hadislerde Fal ve Kehanet Yasağı
Hz. Muhammed (s.a.v.), fal, kehanet ve gaybı bilme iddiasında bulunan kişilere gitmeyi ve onlara inanmayı yasaklamıştır. Bu tür uygulamaların, insanları yanlış yönlendirebileceği, batıl inançlara sürükleyebileceği ve Allah (c.c.)'a olan güveni zedeleyebileceği belirtilmiştir.
Bu hadis, falcıya veya kahine gidip bir şey sormanın, kırk gün boyunca namazların kabul olmamasına neden olacağını belirtmektedir. Bu, fal ve kehanetin ne kadar ciddi bir günah olduğunu gösteren önemli bir uyarıdır. Hadiste geçen "arrafa" kelimesi, gaybı bildiğini iddia eden, geleceğe dair tahminlerde bulunan veya kayıp eşyaların yerini söyleyen kişileri ifade etmektedir. Bu tür kişilere başvurmak ve onlara inanmak, İslam'da kesinlikle yasaklanmıştır.
Başka bir hadiste ise, Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Bu hadis, bir kahine veya arrafa gidip onların söylediklerini doğrulamanın, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e indirilen Kur'an-ı Kerim'i inkâr etmek anlamına geldiğini belirtmektedir. Bu, fal ve kehanete inanmanın ne kadar tehlikeli olduğunu ve imana zarar verebileceğini gösteren çok ciddi bir uyarıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim, gaybı bilmenin yalnızca Allah (c.c.)'a mahsus olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu nedenle, falcıların veya kahinlerin söylediklerini doğrulamak, Kur'an-ı Kerim'in bu hükmünü inkâr etmek anlamına gelir.
Fıkıh Alimlerinin Görüşleri
Fıkıh alimleri, tarot falı gibi uygulamaların hükmü konusunda farklı görüşler belirtmişlerdir. Bu görüş ayrılıklarının temelinde, uygulamanın amacı, şekli ve inançla olan ilişkisi gibi faktörler yatmaktadır.
Haram Olduğunu Söyleyen Alimler
Çoğu fıkıh alimi, tarot falının gaybı bilme iddiası taşıdığı ve bu nedenle kesinlikle haram olduğunu belirtmiştir. Bu alimlere göre, tarot falı gibi uygulamalar, insanları batıl inançlara sürükleyebilir, Allah (c.c.)'a olan güveni zedeleyebilir ve tevhid inancıyla çelişebilir. Ayrıca, bu tür uygulamaların, insanları tembelliğe, kaderciliğe ve yanlış beklentilere yöneltebileceği de belirtilmiştir.
Bu görüşü savunan alimler, Kur'an-ı Kerim'deki gaybı bilme yasağına ve Hz. Muhammed (s.a.v.)'in fal ve kehanetle ilgili hadislerine dayanmaktadırlar. Onlara göre, tarot falı gibi uygulamalar, gaybı bilme iddiası taşıdığı için, bu ayet ve hadislerin kapsamına girmektedir. Bu nedenle, bu tür uygulamalardan uzak durmak ve Allah (c.c.)'a sığınmak gerekmektedir.
Caiz Olduğunu Söyleyen Alimler
Bazı fıkıh alimleri ise, tarot falının eğlence amaçlı ve geleceğe dair kesin hükümler içermeyen yorumların caiz olabileceğini savunmuştur. Bu alimlere göre, tarot falı, bir tür psikolojik danışmanlık veya kişisel gelişim aracı olarak kullanılabilir. Ancak, bu durumda bile, gaybı bilme iddiasından uzak durmak ve Allah (c.c.)'a tevekkül etmek gerekmektedir.
Bu görüşü savunan alimler, niyetin önemine vurgu yapmaktadırlar. Onlara göre, tarot falına başvuran kişinin niyeti, geleceği öğrenmek değil, sadece eğlenmek veya farklı bir bakış açısı kazanmak ise, bu durumda uygulamanın caiz olabileceği belirtilmektedir. Ancak, bu durumda bile, tarot falının geleceğe dair kesin hükümler içermemesi ve Allah (c.c.)'a olan güveni zedelememesi gerekmektedir.
Allahu a'lem.