Question 1

Kol kıllarını almak günah mı?

Accepted Answer

İslam'da vücut temizliği ve bakımı önemli bir yer tutar. Bu bağlamda, vücut kıllarının durumu ve alınmasının hükmü fıkıh alimlerinin farklı görüşlerine konu olmuştur.Vücut Kılları ve HükmüVücut kıllarının tamamı hakkında genel bir hüküm vermek yerine, hangi bölgelerdeki kılların kastedildiğini ve bu bölgelerdeki kılların alınmasının dinî dayanaklarını incelemek gerekir. İslam fıkhında, vücut kılları konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşler, Kur'an-ı Kerim'de doğrudan bir hüküm bulunmaması ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) uygulamaları (sünnet) ile alimlerin yorumlarına dayanır.Kol Kıllarının AlınmasıKol kıllarının alınması konusunda net bir nas (Kur'an ayeti veya sahih hadis) bulunmamaktadır. Bu nedenle, fıkıh alimleri bu konuyu genel prensipler ve diğer vücut bölgelerindeki kılların hükmü üzerinden değerlendirmişlerdir. Kol kıllarının alınmasının caiz olup olmadığı konusunda farklı görüşler mevcuttur.Caiz Görenlerin DelilleriKol kıllarının alınmasını caiz gören alimler, bu konuda genel temizlik ve estetik kaygılarını ön planda tutarlar. Bu görüşü savunanlar, kol kıllarının alınmasının, vücudun genel temizliğine katkıda bulunduğunu ve kişinin daha bakımlı görünmesini sağladığını belirtirler. Ayrıca, kol kıllarının alınmasının, diğer insanlar tarafından hoş karşılanmayacak bir görüntü oluşturmasını engellediğini de ifade ederler. Bu alimler, İslam'ın genel olarak temizliği ve güzel görünmeyi teşvik ettiğini, bu nedenle kol kıllarının alınmasının bu prensiplere uygun olduğunu savunurlar.
    Allah (c.c.) buyurur:
    يَا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
    Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin) Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez
    A'raf, 7/31
Bu ayet-i kerime, genel olarak temiz ve güzel giyinmeyi teşvik etmektedir. Alimler, bu ayetin vücut temizliği ve bakımı için de bir dayanak oluşturduğunu belirtirler. Kol kıllarının alınması da bu kapsamda değerlendirilebilir.Caiz Görmeyenlerin DelilleriKol kıllarının alınmasını caiz görmeyen bazı alimler ise, vücuttaki doğal yaratılışın değiştirilmemesi gerektiğini savunurlar. Bu görüşü savunanlar, Allah (c.c.) tarafından yaratılan her şeyin bir hikmeti olduğunu ve bu yaratılışa müdahale etmenin doğru olmadığını belirtirler. Ayrıca, bu alimler, kol kıllarının alınmasının, gereksiz bir davranış olduğunu ve zaman kaybına yol açtığını da ifade ederler. Bu görüşü savunanlar, İslam'ın gereksiz ve faydasız işlerden kaçınmayı emrettiğini, bu nedenle kol kıllarının alınmasının bu prensibe aykırı olduğunu savunurlar.
    Allah (c.c.) buyurur:
    لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
    Biz insanı en güzel biçimde yarattık
    Tin, 95/4
Bu ayet-i kerime, insanın en güzel şekilde yaratıldığını ifade etmektedir. Bu görüşü savunan alimler, bu ayeti delil göstererek, vücuttaki doğal yaratılışa müdahale etmenin, Allah'ın (c.c.) yaratışını beğenmemek anlamına gelebileceğini belirtirler.Orta Yolu BenimseyenlerBazı alimler ise, kol kıllarının aşırı derecede uzun ve rahatsız edici olması durumunda alınmasının caiz olduğunu, ancak normal uzunlukta olması durumunda alınmasının mekruh olduğunu belirtirler. Bu görüşü savunanlar, temizlik ve estetik kaygıları ile doğal yaratılışa saygı gösterme arasında bir denge kurmaya çalışırlar. Bu alimler, kol kıllarının alınmasının, kişinin durumuna ve niyetine göre değişebileceğini ifade ederler.Kol kıllarının alınmasının hükmü konusunda kesin bir nas bulunmamakla birlikte, alimlerin farklı görüşleri mevcuttur. Bu konuda en doğru karar, kişinin kendi vicdanına ve içinde bulunduğu duruma göre vereceği karardır. Ancak, genel olarak temizlik ve estetik kaygıları ön planda tutularak, aşırıya kaçmadan kol kıllarının alınmasının caiz olduğu söylenebilir. Allahu a'lem.

Question 2

Keyfi oruç tutmamak günah mı?

Accepted Answer

Oruç, İslam'ın temel ibadetlerinden biridir ve farz, vacip, sünnet ve nafile gibi farklı türleri bulunur. Keyfi olarak oruç tutmamak, orucun türüne göre farklı hükümlere tabidir.Farz Orucu TutmamakRamazan orucu, İslam'ın beş şartından biridir ve her Müslümanın yerine getirmesi gereken farz bir ibadettir. Ramazan ayında mazeretsiz olarak oruç tutmamak büyük günahtır. Mazeretler arasında hastalık, yolculuk, hamilelik veya emzirme gibi durumlar bulunur. Bu mazeretlerden dolayı oruç tutamayan kişilerin, daha sonra kaza etmeleri gerekir.
    Allah (c.c.) buyurur:
    فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ ۖ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ ۗ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَىٰ مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
    Sizden kim o aya erişirse onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolculuk halinde olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bütün bunları size, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah'ı tazimle anmanız için açıklıyor. Umulur ki şükredersiniz
    Bakara, 2/185
Bu ayet, Ramazan ayında oruç tutmanın farz olduğunu ve mazereti olanların daha sonra kaza etmeleri gerektiğini açıkça belirtir. Mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak, Allah (c.c.)'ın emrine karşı gelmek anlamına gelir ve büyük bir sorumluluktur. Bu durumdaki kişilerin tevbe etmeleri ve oruçlarını kaza etmeleri gerekir.Vacip Orucu TutmamakVacip oruçlar, adak oruçlarıdır. Bir kişi, bir işin gerçekleşmesi durumunda oruç tutmayı adarsa, o iş gerçekleştiğinde oruç tutması vacip olur. Adak orucunu tutmamak da günahtır ve bu orucun kaza edilmesi gerekir.
    مَنْ نَذَرَ أَنْ يُطِيعَ اللَّهَ فَلْيُطِعْهُ، وَمَنْ نَذَرَ أَنْ يَعْصِيَهُ فَلاَ يَعْصِهِ‏
    Kim Allah'a itaat etmeyi adarsa, O'na itaat etsin. Kim de O'na isyan etmeyi adarsa, O'na isyan etmesin
    Buhari, Eyman, 28
Bu hadis, Allah (c.c.)'a itaat etmeyi adayan kişinin adağını yerine getirmesi gerektiğini belirtir. Adak orucu da Allah (c.c.)'a itaatin bir şekli olduğundan, adanan orucun tutulması gerekir. Tutulmaması durumunda günah işlenmiş olur ve kaza edilmesi gerekir.Sünnet ve Nafile Oruçları TutmamakSünnet ve nafile oruçlar, kişinin isteğine bağlı olarak tuttuğu oruçlardır. Örneğin, Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak, Aşure günü oruç tutmak veya Şevval ayında altı gün oruç tutmak gibi. Bu oruçları tutmamak günah değildir. Ancak, bu oruçları tutmak büyük sevaptır ve Allah (c.c.)'a yakınlaşmaya vesile olur.
    مَنْ صَامَ رَمَضَانَ ثُمَّ أَتْبَعَهُ سِتًّا مِنْ شَوَّالٍ، كَانَ كَصِيَامِ الدَّهْرِ‏
    Kim Ramazan orucunu tutar, sonra da ona Şevval'den altı gün ilave ederse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur
    Müslim, Sıyam, 204
Bu hadis, Şevval ayında altı gün oruç tutmanın faziletini belirtir. Bu orucu tutmamak günah olmasa da, bu sevaptan mahrum kalmak anlamına gelir. Nafile oruçlar, kişinin manevi gelişimine katkıda bulunur ve Allah (c.c.)'ın rızasını kazanmasına yardımcı olur.Orucu BozmakFarz veya vacip olan bir oruca başladıktan sonra, geçerli bir mazeret olmadan orucu bozmak günahtır. Orucu bozan kişinin, bu orucu kaza etmesi gerekir. Ramazan orucunu mazeretsiz olarak bozan kişinin ayrıca keffaret ödemesi gerekir. Keffaret, bir köle azat etmek, buna gücü yetmiyorsa iki ay aralıksız oruç tutmak, buna da gücü yetmiyorsa altmış fakiri doyurmaktır.
    مَنْ أَفْطَرَ يَوْمًا مِنْ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ رُخْصَةٍ وَلاَ مَرَضٍ لَمْ يَقْضِهِ صِيَامُ الدَّهْرِ كُلِّهِ وَإِنْ صَامَهُ‏
    Kim Ramazan'dan bir günü, bir ruhsat ve hastalık olmaksızın yerse, bütün seneyi oruç tutsa bile onu ödemiş olmaz
    Tirmizi, Savm, 27
Bu hadis, Ramazan orucunu mazeretsiz olarak bozmanın ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu gösterir. Orucu bozan kişinin, bu günahından dolayı tevbe etmesi ve orucunu kaza etmesi gerekir.Sonuç olarak, keyfi olarak oruç tutmamak, orucun türüne göre farklı hükümlere tabidir. Farz ve vacip olan oruçları mazeretsiz olarak tutmamak günahtır ve kaza edilmesi gerekir. Sünnet ve nafile oruçları tutmamak günah olmasa da, bu oruçların faziletlerinden mahrum kalmak anlamına gelir. Allahu a'lem.

Question 3

Oruçluyken lazere gitmek günah mı?

Accepted Answer

Oruçlu iken lazer epilasyon yaptırmanın orucu bozup bozmadığı konusu, İslam fıkıh alimleri arasında farklı görüşlere sebep olmuştur. Bu farklılık, orucu bozan şeylerin mahiyeti ve lazer epilasyonun bu mahiyete uygun olup olmadığı konusundaki değerlendirmelerden kaynaklanmaktadır.Orucu Bozan DurumlarOrucu bozan temel durumlar, Kur'an-ı Kerim ve sünnet ile belirlenmiştir. Bu durumlar genel olarak yeme, içme, cinsel ilişki ve bu anlamlara gelebilecek fiillerdir. Orucun mahiyeti, kişinin yeme, içme ve nefsani arzulardan uzak durarak Allah (c.c.)'a yakınlaşmasıdır.
    Allah (c.c.) buyurur:
    يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
    Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
    Bakara, 2/183
Bu ayet, orucun farz olduğunu ve takvaya ulaşmak için bir araç olduğunu belirtir. Takva, Allah (c.c.)'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak anlamına gelir. Oruç, bu anlamda kişinin nefsini terbiye etmesine ve Allah (c.c.)'a daha yakın olmasına yardımcı olur.
    مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ وَالْعَمَلَ بِهِ فَلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ فِي أَنْ يَدَعَ طَعَامَهُ وَشَرَابَهُ
    Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah'ın onun yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.
    Buhari, Savm, 8
Bu hadis, orucun sadece yeme ve içmeyi bırakmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda kötü söz ve davranışlardan da uzak durmayı gerektirdiğini vurgular. Oruç, ahlaki bir arınma ve nefsi terbiye sürecidir.Lazer Epilasyonun Oruca EtkisiLazer epilasyon, kıl köklerinin lazer ışınları ile tahrip edilmesi işlemidir. Bu işlem sırasında cilde herhangi bir madde enjekte edilmez veya cilt yoluyla vücuda herhangi bir madde alınmaz. Bu nedenle, lazer epilasyonun orucu bozup bozmadığı konusunda alimler arasında farklı görüşler bulunmaktadır.Orucu Bozmadığı Yönünde GörüşlerÇoğu fıkıh alimi, lazer epilasyonun orucu bozmadığı görüşündedir. Bu görüşün temel dayanakları şunlardır:  Lazer epilasyon sırasında vücuda herhangi bir madde girişi olmamaktadır. Orucu bozan şeyler, yeme, içme ve bu anlama gelebilecek fiillerdir. Lazer epilasyon bu kapsamda değerlendirilmez.
  Cilt yoluyla vücuda alınan maddelerin orucu bozabilmesi için, bu maddelerin besleyici veya tedavi edici özellik taşıması gerekir. Lazer epilasyon sırasında kullanılan maddeler (örneğin, soğutucu jeller) bu özelliklere sahip değildir.
  Orucun temel amacı, kişinin nefsini terbiye etmesi ve Allah (c.c.)'a yakınlaşmasıdır. Lazer epilasyon, bu amaca aykırı bir durum teşkil etmez.Bu görüşü savunan alimler, lazer epilasyonun tıpkı iğne yaptırmak, kan aldırmak veya yara bandı kullanmak gibi orucu bozmayan işlemler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtirler.Orucu Bozabileceği Yönünde GörüşlerBazı alimler ise, lazer epilasyonun orucu bozabileceği yönünde görüş belirtmişlerdir. Bu görüşün temel dayanakları şunlardır:  Lazer epilasyon sırasında kullanılan bazı kremler veya jeller cilt yoluyla emilerek vücuda girebilir. Bu durum, orucu bozabilecek bir durum olarak değerlendirilebilir.
  Lazer epilasyon, bazı durumlarda ağrıya neden olabilir. Ağrı kesici kullanmak zorunda kalınması durumunda, bu ilaçların orucu bozabileceği düşünülmektedir.
  Oruçlu iken vücuda yapılan her türlü müdahalenin orucu zedeleyebileceği ve orucun manevi atmosferini bozabileceği düşünülmektedir.Bu görüşü savunan alimler, ihtiyatlı davranmak ve orucun sıhhatini korumak adına lazer epilasyonun iftar sonrasına ertelenmesinin daha uygun olacağını belirtirler.Günümüzdeki Uygulamalar ve DeğerlendirmeGünümüzde lazer epilasyon uygulamaları genellikle hızlı ve ağrısız bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Kullanılan cihazlar ve teknikler sayesinde, cilt yoluyla emilen madde miktarı минимально düzeye indirilmiştir. Ayrıca, ağrı kesici kullanma ihtiyacı da минимально seviyededir.Bu nedenle, günümüzdeki lazer epilasyon uygulamalarının orucu bozma ihtimali oldukça düşüktür. Ancak, ihtiyatlı davranmak isteyenlerin lazer epilasyonu iftar sonrasına ertelemeleri daha uygun olabilir.Sonuç olarak, lazer epilasyonun orucu bozup bozmadığı konusu, alimler arasında ihtilaflı bir konudur. Çoğu alim, lazer epilasyonun orucu bozmadığı görüşündedir. Ancak, ihtiyatlı davranmak isteyenlerin lazer epilasyonu iftar sonrasına ertelemeleri daha uygun olabilir. Allahu a'lem.

Question 4

Cünüp (cenâbet) uyumak günah mı?

Accepted Answer

Cünüp olarak uyumak konusunu detaylı bir şekilde inceleyelim. Bu konu, hem fıkhi hem de ahlaki boyutlarıyla Müslümanların dikkat etmesi gereken önemli bir husustur. Cünüplük, cinsel ilişki veya ihtilam (uykuda meni gelmesi) sonucu oluşan bir durumdur ve bu durumda olan kişinin bazı ibadetleri yerine getirebilmesi için gusül abdesti alması gerekir. Cünüp olarak uyumak doğrudan günah olmasa da, bazı âdâb ve tavsiyelere uymamak mekruh olarak değerlendirilebilir. Bu durumun İslamî kaynaklardaki yeri ve alimlerin görüşleri, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.Cünüplük hali, kişinin manevi temizliğine engel teşkil eder ve bu nedenle en kısa sürede gusül abdesti alınması tavsiye edilir. Ancak, gusül abdesti almadan uyumak zorunda kalınması durumunda da dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlar, hem sağlık açısından hem de İslamî âdâb açısından önemlidir. Cünüp olarak uyumakla ilgili farklı görüşler ve bu görüşlerin dayanakları, konunun daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda, Kur'an-ı Kerim, hadisler ve fıkıh alimlerinin görüşleri ışığında konuyu inceleyeceğiz.Cünüp Uyumak ve İslamî ÂdâbCünüp olarak uyumak, İslamî âdâb açısından bazı hususlara dikkat etmeyi gerektirir. Öncelikle, gusül abdesti almadan uyumak mekruh olarak değerlendirilmiştir. Ancak, gusül abdesti almadan önce abdest almak ve öyle uyumak, bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur. Bu konuda Hz. Muhammed (s.a.v.)'in tavsiyeleri bulunmaktadır.
    إِذَا أَتَى أَحَدُكُمْ أَهْلَهُ ثُمَّ أَرَادَ أَنْ يَعُودَ فَلْيَتَوَضَّأْ
    Sizden biriniz eşiyle cinsel ilişkide bulunduktan sonra tekrar ilişkiye girmek isterse abdest alsın
    (Müslim, Hayz, 88)
Bu hadis, cünüp olan kişinin tekrar ilişkiye girmeden önce abdest almasının müstehap olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde, uyumadan önce abdest almak da benzer bir hükme tabidir. Abdest almak, kişinin manevi olarak daha temiz bir şekilde uyumasına yardımcı olur ve şeytanın vesveselerinden korunmasına vesile olabilir.Cünüp olarak uyumadan önce abdest almanın yanı sıra, ağzı ve burnu yıkamak da tavsiye edilmiştir. Bu, hem sağlık açısından hem de İslamî âdâb açısından önemlidir. Ağız ve burun, gün boyunca çeşitli mikroplara maruz kalır ve bu nedenle temizlenmeleri gerekir. Ayrıca, cünüp olan kişinin vücudunda bulunan necasetin temizlenmesi de önemlidir. Bu, gusül abdesti almadan önce yapılabilecek en iyi hazırlıklardan biridir.Fıkıh Alimlerinin GörüşleriFıkıh alimleri, cünüp olarak uyumak konusunda farklı görüşler belirtmişlerdir. Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleri, bu konuyu farklı açılardan değerlendirmişlerdir. Genel olarak, gusül abdesti almadan uyumak mekruh olarak kabul edilse de, abdest alarak uyumak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur.Hanefi MezhebiHanefi mezhebine göre, cünüp olarak uyumak mekruhtur. Ancak, gusül abdesti almadan önce abdest almak ve ağzı, burnu yıkamak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur. İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a.), bu konuda bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Hanefi alimleri, cünüp olan kişinin en kısa sürede gusül abdesti almasının daha faziletli olduğunu belirtmişlerdir.Şafii MezhebiŞafii mezhebine göre de cünüp olarak uyumak mekruhtur. Ancak, abdest alarak uyumak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur. İmam Şafii (r.a.), bu konuda bazı detaylı açıklamalar yapmıştır. Şafii alimleri, cünüp olan kişinin gusül abdesti almadan uyumasının, bazı ibadetleri kaçırmasına neden olabileceğini belirtmişlerdir.Maliki MezhebiMaliki mezhebine göre, cünüp olarak uyumak mekruh olmakla birlikte, abdest alarak uyumak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur. İmam Malik (r.a.), bu konuda bazı önemli açıklamalar yapmıştır. Maliki alimleri, cünüp olan kişinin gusül abdesti almadan uyumasının, manevi olarak rahatsızlık duymasına neden olabileceğini belirtmişlerdir.Hanbeli MezhebiHanbeli mezhebine göre de cünüp olarak uyumak mekruhtur. Ancak, abdest alarak uyumak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur. İmam Ahmed bin Hanbel (r.a.), bu konuda bazı önemli tavsiyelerde bulunmuştur. Hanbeli alimleri, cünüp olan kişinin gusül abdesti almadan uyumasının, bazı manevi zararlara yol açabileceğini belirtmişlerdir.Gusül Abdestinin ÖnemiGusül abdesti, İslam'da önemli bir temizlik ve ibadet şeklidir. Cünüplük, hayız ve nifas gibi durumlarda farz olan gusül abdesti, kişinin manevi olarak temizlenmesini sağlar. Gusül abdesti almadan bazı ibadetlerin yapılması caiz değildir. Örneğin, namaz kılmak, Kur'an-ı Kerim'e dokunmak ve Kâbe'yi tavaf etmek için gusül abdesti almak şarttır.
    Allah (c.c.) buyurur:
    يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلَاةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَىٰ حَتَّىٰ تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغْتَسِلُوا
    Ey iman edenler! Ne söylediğinizi bilinceye kadar sarhoş iken, cünüp iken de -yolcu olanlar müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın
    Nisa, 4/43
Bu ayet, cünüp olan kişilerin gusül abdesti almadan namaz kılmalarının yasak olduğunu açıkça belirtmektedir. Gusül abdesti, sadece bedeni değil, aynı zamanda ruhu da temizleyen bir ibadettir. Bu nedenle, cünüp olan kişilerin en kısa sürede gusül abdesti almaları ve manevi temizliklerini sağlamaları önemlidir.Gusül abdesti almanın farzları ve sünnetleri bulunmaktadır. Farzları yerine getirilmeden alınan gusül abdesti geçerli olmaz. Gusül abdestinin farzları şunlardır: Ağzı yıkamak, burnu yıkamak ve bütün vücudu yıkamak. Sünnetleri ise, niyet etmek, besmele çekmek, elleri yıkamak, avret yerlerini yıkamak, abdest almak ve vücudu ovalamaktır. Bu sünnetlere riayet ederek alınan gusül abdesti, daha faziletli ve eksiksiz olur.Günümüzdeki Uygulamalar ve TavsiyelerGünümüzde, yoğun iş temposu ve yaşam koşulları nedeniyle, bazı insanlar gusül abdesti almayı erteleyebilirler. Ancak, İslamî âdâb ve sağlık açısından, gusül abdesti almanın en kısa sürede yapılması tavsiye edilir. Gusül abdesti almadan uyumak zorunda kalınması durumunda, abdest almak ve ağzı, burnu yıkamak bu mekruhluktan kurtulmaya yardımcı olur.Ayrıca, cünüp olan kişilerin Kur'an-ı Kerim okumaları, mescide girmeleri ve bazı ibadetleri yapmaları caiz değildir. Bu nedenle, gusül abdesti alarak bu ibadetleri yerine getirmek önemlidir. Gusül abdesti almanın mümkün olmadığı durumlarda, teyemmüm abdesti alınabilir. Teyemmüm abdesti, suyun bulunmadığı veya kullanılamadığı durumlarda toprak veya benzeri temiz bir madde ile alınan bir temizlik şeklidir.Son olarak, cünüp olarak uyumak doğrudan günah olmasa da, İslamî âdâb ve sağlık açısından dikkat edilmesi gereken bir konudur. Gusül abdesti alarak veya abdest alarak uyumak, bu konuda yapılabilecek en iyi uygulamalardır. Allah (c.c.), bizleri her zaman temiz ve pak olmaya teşvik eder.

Question 5

Livata nedir?

Accepted Answer

Livata, İslam hukukunda ve ahlakında önemli bir yere sahip olan, cinsel ilişki türlerinden biridir. Bu eylem, fıtrata aykırı kabul edilir ve İslam'ın temel prensiplerine ters düşer. Livata, sadece dini bir mesele olmanın ötesinde, toplumsal düzeni ve ahlaki değerleri de derinden etkileyen bir konudur. Bu nedenle, İslam alimleri ve hukukçuları, livata konusunu detaylı bir şekilde incelemiş ve bu eylemin hükmünü çeşitli açılardan değerlendirmişlerdir.Livata, günümüzde de tartışılan ve farklı görüşlerin ortaya atıldığı bir konudur. Özellikle modern dünyada, cinsel özgürlükler ve bireysel tercihler gibi kavramlar ön plana çıkarken, livata gibi eylemlerin ahlaki ve hukuki sınırları yeniden değerlendirilmektedir. Ancak, İslam'ın temel kaynakları olan Kur'an-ı Kerim ve sünnet, bu konuda açık ve net hükümler içermektedir. Bu hükümler, Müslümanlar için bir rehber niteliği taşımakta ve livata gibi eylemlerin İslam'daki yerini belirlemektedir. Bu bağlamda, livata konusunu İslam'ın temel kaynaklarına dayanarak, detaylı bir şekilde incelemek ve bu eylemin hükmünü anlamak önemlidir.Livatanın Tanımı ve MahiyetiLivata, İslam hukukunda erkek erkeğe yapılan cinsel ilişkiyi ifade eder. Bu eylem, doğal cinsel ilişki biçiminin dışında olduğu için İslam alimleri tarafından haram kabul edilmiştir. Livata, sadece cinsel bir eylem olarak değil, aynı zamanda ahlaki bir sapma ve toplumsal bir sorun olarak da değerlendirilir. Bu nedenle, İslam hukukunda livata, zina gibi diğer cinsel suçlarla benzer şekilde ele alınır ve cezai müeyyideleri bulunmaktadır.Livatanın mahiyeti, fıtrata aykırı olması ve neslin devamını sağlamamasıdır. İslam, evliliği ve aile kurumunu teşvik ederken, livata gibi eylemleri neslin devamını engelleyen ve toplumsal düzeni bozan davranışlar olarak görür. Ayrıca, livata, taraflar arasında duygusal bir bağın kurulmasına ve ailevi sorumlulukların yerine getirilmesine de engel olur. Bu nedenle, İslam ahlakında livata, hoş görülmeyen ve kesinlikle yasaklanan bir eylemdir.Kur'an-ı Kerim'de LivataKur'an-ı Kerim'de livata doğrudan bu isimle geçmese de, Hz. Lut (a.s.) kavminin yapmış olduğu ahlaksızlıklar ve bu ahlaksızlıklar nedeniyle helak olmaları anlatılırken, livata eylemine işaret edilmektedir. Hz. Lut (a.s.), kavmini bu tür çirkin davranışlardan vazgeçirmeye çalışmış, ancak onlar bu uyarıları dikkate almamışlardır.
    Allah (c.c.) buyurur:
    وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ
    Lût'u da (gönderdik) Hani o kavmine demişti ki: "Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir hayasızlığı mı yapıyorsunuz?"
    A'raf, 7/80
Bu ayette geçen "fahişe" kelimesi, genel olarak ahlaksızlık ve çirkin davranışlar anlamına gelmekle birlikte, Hz. Lut (a.s.) kavminin özelinde livata eylemini ifade etmektedir. Ayette, bu eylemin daha önce hiçbir toplumda görülmediği belirtilerek, livatanın ne kadar çirkin ve kabul edilemez bir davranış olduğu vurgulanmaktadır.
    Allah (c.c.) buyurur:
    إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَاءِ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ
    Gerçekten siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Belki de siz haddi aşan bir kavimsiniz.
    A'raf, 7/81
Bu ayette ise, Hz. Lut (a.s.) kavminin kadınları bırakıp erkeklere yöneldiği açıkça ifade edilmektedir. Bu durum, livatanın fıtrata aykırı olduğunu ve doğal cinsel ilişki biçiminin dışında bir sapma olduğunu göstermektedir. Ayetin sonunda, bu eylemi yapanların "haddi aşan bir kavim" olduğu belirtilerek, livatanın Allah (c.c.) tarafından hoş görülmeyen bir davranış olduğu vurgulanmaktadır.Sünnette LivataHz. Muhammed (s.a.v.) de hadislerinde livata konusuna değinmiş ve bu eylemin haram olduğunu belirtmiştir. Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, livata yapanların lanetlendiği ve bu eylemin büyük günahlardan olduğu ifade edilmektedir.
    لَعَنَ اللَّهُ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، لَعَنَ اللَّهُ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، لَعَنَ اللَّهُ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ
    Allah, Lut kavminin işini yapanlara lanet etsin. Allah, Lut kavminin işini yapanlara lanet etsin. Allah, Lut kavminin işini yapanlara lanet etsin.
    Tirmizi, Hudud, 24
Bu hadiste, Hz. Muhammed (s.a.v.), livata eylemini yapanlara üç kez lanet ederek, bu eylemin ne kadar çirkin ve kabul edilemez olduğunu vurgulamıştır. Hadiste geçen "Lut kavminin işi" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de anlatılan ve livata eylemini ifade eden ahlaksızlıkları işaret etmektedir. Bu hadis, livatanın İslam'da kesinlikle yasaklandığını ve büyük günahlardan olduğunu açıkça göstermektedir.
    إِذَا أَتَى الرَّجُلُ الرَّجُلَ فَهُمَا زَانِيَانِ
    Bir erkek bir erkeğe gelirse, onlar zina etmişlerdir.
    Tirmizi, Nikah, 24
Bu hadiste ise, livata eyleminin zina olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir. Zina, İslam'da büyük günahlardan biri olarak kabul edilir ve ciddi cezai müeyyideleri bulunmaktadır. Bu hadis, livatanın da zina gibi büyük bir günah olduğunu ve aynı şekilde cezalandırılması gerektiğini göstermektedir.Fıkıh Alimlerinin Görüşleriİslam fıkıh alimleri, Kur'an-ı Kerim ve sünnetteki delilleri dikkate alarak, livata eyleminin haram olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Ancak, bu eylemin cezası konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı alimler, livata yapanların zina edenler gibi cezalandırılması gerektiğini savunurken, bazıları ise bu eylemin cezasının zina cezasından daha hafif olması gerektiğini düşünmektedir.Fıkıh alimlerinin bu konudaki farklı görüşleri, livatanın ispatı ve şahitlik gibi konulardaki farklı yorumlardan kaynaklanmaktadır. Ancak, tüm alimler, livatanın haram olduğu ve bu eylemden uzak durulması gerektiği konusunda hemfikirdir.Hanefi Mezhebi'ne GöreHanefi mezhebine göre, livata eylemi zina gibi kesin bir delille (dört şahit veya ikrar) ispatlanırsa, faillerin cezalandırılması gerekir. Ancak, Hanefi mezhebinde livatanın cezası konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı Hanefi alimleri, livata yapanların zina edenler gibi recm (taşlanarak öldürülme) cezasıyla cezalandırılması gerektiğini savunurken, bazıları ise bu eylemin cezasının ta'zir (hakimin takdirine bağlı ceza) olması gerektiğini düşünmektedir.Hanefi mezhebinde, livatanın ispatı için dört erkek şahidin bulunması veya failin dört kez ikrar etmesi gerekmektedir. Bu şartlar sağlanmadığı takdirde, livata eylemi ispatlanmış sayılmaz ve faillere had cezası uygulanamaz. Ancak, hakim, bu durumda faillere ta'zir cezası verebilir. Ta'zir cezası, hapis, dayak veya para cezası gibi farklı şekillerde olabilir ve hakimin takdirine bağlıdır.Şafii Mezhebi'ne GöreŞafii mezhebine göre, livata eylemi zina gibi kesin bir delille ispatlanırsa, faillerin zina edenler gibi cezalandırılması gerekir. Şafii mezhebinde, evli olan livata faili recm cezasıyla, bekar olan livata faili ise yüz sopa cezasıyla cezalandırılır. Ayrıca, her iki durumda da faillerin bir yıl süreyle sürgün edilmesi de mümkündür.Şafii mezhebinde, livatanın ispatı için de dört erkek şahidin bulunması veya failin dört kez ikrar etmesi gerekmektedir. Bu şartlar sağlanmadığı takdirde, livata eylemi ispatlanmış sayılmaz ve faillere had cezası uygulanamaz. Ancak, hakim, bu durumda faillere ta'zir cezası verebilir.Diğer Mezheplere GöreMaliki ve Hanbeli mezheplerine göre de, livata eylemi zina gibi kesin bir delille ispatlanırsa, faillerin zina edenler gibi cezalandırılması gerekir. Bu mezheplerde de, evli olan livata faili recm cezasıyla, bekar olan livata faili ise yüz sopa cezasıyla cezalandırılır.Zahiri mezhebine göre ise, livata eylemi zina gibi bir suç değildir ve bu nedenle zina cezası uygulanamaz. Zahiri mezhebinde, livata yapanlara ta'zir cezası verilmesi yeterlidir.Günümüzdeki Durum ve DeğerlendirmeGünümüzde, livata konusu farklı toplumlarda ve kültürlerde farklı şekillerde ele alınmaktadır. Bazı ülkelerde livata serbest bırakılırken, bazı ülkelerde ise hala suç olarak kabul edilmektedir. Ancak, İslam dünyasında livata, genel olarak haram kabul edilmekte ve bu eylemden uzak durulması gerektiği vurgulanmaktadır.Livata, sadece hukuki bir mesele olmanın ötesinde, ahlaki ve toplumsal bir sorundur. Bu nedenle, bu konuda sadece cezai müeyyidelerle yetinilmemeli, aynı zamanda eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarıyla da mücadele edilmelidir. Özellikle gençlerin, bu tür ahlaksız davranışların zararları konusunda bilinçlendirilmesi ve sağlıklı cinsel eğitim almaları önemlidir.Ayrıca, livata gibi eylemlere yönelen kişilerin psikolojik ve sosyal sorunları da dikkate alınmalı ve bu kişilere gerekli destek sağlanmalıdır. Bu kişilerin topluma kazandırılması ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri için rehabilitasyon programları düzenlenmesi faydalı olabilir.Allahu a'lem.

Tarih	İmsak	Güneş	Öğle	İkindi	Akşam	Yatsı
Cum 18.04.2025	04:56	06:25	13:16	16:58	19:57	21:19
Cts 19.04.2025	04:55	06:23	13:16	16:58	19:58	21:21
Paz 20.04.2025	04:53	06:22	13:15	16:59	19:59	21:22
Pts 21.04.2025	04:51	06:20	13:15	16:59	20:00	21:23
Sal 22.04.2025	04:50	06:19	13:15	16:59	20:01	21:24
Çar 23.04.2025	04:48	06:18	13:15	16:59	20:02	21:26
Per 24.04.2025	04:46	06:16	13:15	17:00	20:03	21:27

Namaz Vakitleri

İzmir Namaz Vakitleri

Bir Sonraki Namaz Vakti:

İzmir İçin Bugünün Namaz Vakitleri

İzmir Haftalık Namaz Vakitleri

Dini Sorular ve Cevaplar