İslamiyette, kişi öldükten sonra kabirde Münker ve Nekir adlı iki melek tarafından sorguya çekilir. Bu sorgulama, kişinin dünya hayatındaki inançları ve amelleri hakkında olacaktır. Soruların tam olarak nasıl sorulacağı ve hangi sırayla sorulacağı bilinmese de, temel konular Kuran ve hadislerde belirtilmiştir. Bu sorular genel olarak şu şekilde özetlenebilir:

• Rabbin kim?: Bu soru, kişinin Allah'a olan imanını ve tevhid inancını ölçmek için sorulur. Kişinin Allah'ı tek ilah olarak kabul edip etmediği, O'nun sıfatlarını ve isimlerini bilip bilmediği sorgulanır. Doğru cevap "Rabbim Allah'tır" şeklinde olmalıdır.
• Dinin ne?: Bu soru, kişinin İslam dinine olan bağlılığını ve inanç esaslarını bilip bilmediğini ölçmek için sorulur. Kişinin İslam'ın temel prensiplerini (iman, ibadet, ahlak) anlayıp anlamadığı ve hayatında uygulayıp uygulamadığı sorgulanır. Doğru cevap "Dinim İslam'dır" şeklinde olmalıdır.
• Bu adam (Peygamberimiz Hz. Muhammed) hakkında ne dersin?: Bu soru, kişinin Hz. Muhammed'e (s.a.v) olan imanını ve onu Allah'ın son peygamberi olarak kabul edip etmediğini ölçmek için sorulur. Kişinin Peygamberimizin hayatı, sünneti ve getirdiği mesaj hakkında bilgi sahibi olup olmadığı sorgulanır. Doğru cevap "O, Allah'ın kulu ve elçisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed'dir (s.a.v)" şeklinde olmalıdır.
• Kitabın ne?: Bu soru, kişinin Kuran-ı Kerim'e olan imanını ve onu Allah'ın kelamı olarak kabul edip etmediğini ölçmek için sorulur. Kişinin Kuran'ı okuyup okumadığı, anlamaya çalışıp çalışmadığı ve hayatında uygulamaya çalışıp çalışmadığı sorgulanır. Doğru cevap "Kitabım Kuran-ı Kerim'dir" şeklinde olmalıdır.
• Kıblen ne?: Bu soru, kişinin ibadetlerini doğru bir şekilde yerine getirip getirmediğini ve İslam'ın temel yönlerini bilip bilmediğini ölçmek için sorulur. Doğru cevap "Kıblem Kabe'dir" şeklinde olmalıdır.

Bu soruların yanı sıra, kişinin dünya hayatındaki amelleri, iyi ve kötü davranışları hakkında da sorular sorulabileceği rivayet edilmiştir. Bu sorgulama, kişinin ahiretteki durumunu belirleyecek önemli bir aşamadır.

Önemli bir nokta, kabir azabı ve kabir sorularının manevi bir gerçeklik olduğu ve bunun nasıl tecelli edeceğinin tam olarak bilinmediğidir. Bu konuda kesin bilgi Allah'a aittir. Ancak, müminlerin bu sorulara doğru cevaplar verebilmek için dünya hayatında imanlarını güçlendirmeleri, salih ameller işlemeye gayret etmeleri ve Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.