Kader ve kaza nedir?

5 görüntülenme
Cevap

Kader ve kaza, iman esaslarından olan kader inancının iki temel kavramıdır. Bu iki kavram, Allah (c.c.)'ın ilmi, iradesi, kudreti ve yaratmasıyla doğrudan ilişkilidir. Kader ve kaza, Müslümanlar için hayatın anlamını ve sorumluluğunu anlamada önemli bir yere sahiptir.

Kader

Kader, Allah (c.c.)'ın ezeli ilmiyle, olmuşu, olacağı, olacak olan her şeyi, zamanı ve mekânı aşarak bilmesi, takdir etmesi ve levh-i mahfuzda yazmasıdır. Kader, Allah (c.c.)'ın her şeyi kuşatan ilminin bir tezahürüdür. Bu ilim, insanın özgür iradesini ortadan kaldırmaz, aksine insanın neyi seçeceğini önceden bilmektir.

Allah (c.c.) buyurur:
إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
"Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık."
(Kamer, 54/49)

Bu ayet, evrende var olan her şeyin Allah (c.c.)'ın ilmi ve takdiriyle yaratıldığını açıkça ifade eder. Kader, bir anlamda evrenin ve insanın varoluş planıdır. Bu plan, Allah (c.c.)'ın sonsuz ilmi, hikmeti ve adaletine dayanır. Kaderin varlığı, Allah (c.c.)'ın her şeyi kuşatan ilminin ve kudretinin bir gereğidir. Kader, insanın acziyetini ve Allah (c.c.)'a olan ihtiyacını anlamasına yardımcı olur.

Kaderin anlaşılması, insanın hayata bakış açısını derinden etkiler. Kader inancı, insanın başına gelen musibetler karşısında sabırlı olmasını, nimetler karşısında ise şükretmesini sağlar. Kader, insanın geleceğe yönelik planlar yapmasına engel olmaz, aksine bu planları yaparken Allah (c.c.)'a tevekkül etmesini teşvik eder. Kader, insanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, aksine insanın yaptıklarından hesaba çekileceğini hatırlatır.

Kaza

Kaza, Allah (c.c.)'ın ezeli ilmiyle takdir ettiği şeylerin, zamanı geldiğinde, O'nun iradesi ve yaratmasıyla gerçekleşmesidir. Kaza, kaderin fiiliyata dökülmüş halidir. Yani, Allah (c.c.)'ın levh-i mahfuzda yazdığı her şeyin, zamanı geldiğinde yaratılması ve meydana gelmesidir.

Allah (c.c.) buyurur:
مَا أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي أَنفُسِكُمْ إِلَّا فِي كِتَابٍ مِّن قَبْلِ أَن نَّبْرَأَهَا ۚ إِنَّ ذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ
"Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır."
(Hadid, 57/22)

Bu ayet, yeryüzünde ve insanın başına gelen her türlü musibetin, Allah (c.c.)'ın ilmi ve takdiriyle gerçekleştiğini ifade eder. Kaza, bir anlamda kaderin somutlaşmış halidir. İnsanın başına gelen her olay, Allah (c.c.)'ın kazasıyla meydana gelir. Bu olaylar, insanın imtihanı için birer vesiledir. Kaza, insanın Allah (c.c.)'a olan teslimiyetini ve tevekkülünü artırır.

Kaza, insanın özgür iradesini ortadan kaldırmaz. İnsan, kendi fiillerinden sorumludur. Ancak, insanın fiillerinin sonuçları, Allah (c.c.)'ın kazasıyla belirlenir. Örneğin, bir insan bir suç işlediğinde, bu suçun işlenmesi insanın kendi iradesiyle gerçekleşir. Ancak, bu suçun cezası, Allah (c.c.)'ın kazasıyla belirlenir. Kaza, insanın sorumluluğunu ve Allah (c.c.)'ın adaletini bir araya getirir.

Kader ve Kaza İlişkisi

Kader ve kaza, birbirini tamamlayan iki kavramdır. Kader, plan ve program; kaza ise bu planın hayata geçirilmesidir. Kader, Allah (c.c.)'ın ilmi; kaza ise Allah (c.c.)'ın kudretidir. Kader, tohum; kaza ise bu tohumun filizlenip büyümesidir. Kader, harita; kaza ise bu haritaya göre yolculuk etmektir.

Kader ve kaza arasındaki ilişkiyi anlamak, insanın hayata bakış açısını olumlu yönde etkiler. Kader inancı, insanın başına gelen olaylar karşısında isyan etmesini engeller. Kaza inancı ise, insanın Allah (c.c.)'a olan teslimiyetini artırır. Kader ve kaza, insanın hayatını anlamlandırmasına ve Allah (c.c.)'a daha yakın olmasına yardımcı olur.

İnsan İradesi ve Kader

Kader ve kaza konusundaki en önemli tartışmalardan biri, insan iradesinin kaderle olan ilişkisidir. Bazı görüşlere göre, kader her şeyi belirlediği için insanın iradesi yoktur. Ancak, bu görüş İslam inancıyla bağdaşmaz. Çünkü, İslam'a göre insan, akıl ve irade sahibi bir varlıktır ve fiillerinden sorumludur.

Allah (c.c.) buyurur:
لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ
"Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Herkesin kazandığı (iyilik) kendine, yaptığı (kötülük) de yine kendinedir."
(Bakara, 2/286)

Bu ayet, insanın gücü nispetinde sorumlu olduğunu ve yaptıklarının karşılığını göreceğini ifade eder. Eğer insanın iradesi olmasaydı, sorumlu tutulması da anlamsız olurdu. İnsan, aklı ve iradesiyle doğruyu yanlıştan ayırt edebilir ve seçim yapabilir. Bu seçimlerinin sonuçlarından da sorumludur.

İnsan iradesi, Allah (c.c.)'ın yarattığı bir güçtür. Allah (c.c.), insana bu gücü verirken, aynı zamanda ona doğru yolu göstermiştir. İnsan, bu gücü doğru yolda kullanırsa, Allah (c.c.)'ın rızasını kazanır. Yanlış yolda kullanırsa, kendi nefsine zulmetmiş olur. İnsan iradesi, kaderin bir parçasıdır. Allah (c.c.), insanın neyi seçeceğini önceden bilir ve kaderi buna göre takdir eder. Ancak, bu durum insanın seçim yapma özgürlüğünü ortadan kaldırmaz.

Günümüzdeki Yansımaları

Kader ve kaza inancı, günümüzde de Müslümanların hayatında önemli bir yere sahiptir. Özellikle, yaşanan doğal afetler, salgın hastalıklar, savaşlar ve diğer musibetler karşısında kader ve kaza inancı, insanlara sabır ve metanet verir. Bu inanç, insanların Allah (c.c.)'a sığınmasına ve O'ndan yardım dilemesine vesile olur.

Ancak, kader ve kaza inancının yanlış anlaşılması, bazı sorunlara da yol açabilir. Örneğin, bazı insanlar kaderi bahane ederek sorumluluktan kaçabilirler. Bu durum, tembelliğe, ihmalkârlığa ve başarısızlığa neden olabilir. Bu nedenle, kader ve kaza inancının doğru anlaşılması ve hayata doğru bir şekilde uygulanması önemlidir.

Kader ve kaza inancı, insanın hayata bakış açısını olumlu yönde etkileyen, sorumluluğunu artıran ve Allah (c.c.)'a olan bağlılığını güçlendiren önemli bir inançtır. Bu inancın doğru anlaşılması ve hayata doğru bir şekilde uygulanması, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ulaşmasına yardımcı olur. Allahu a'lem.

Benzer Sorular