Hibe ile Vakıf arasındaki fark

9 görüntülenme
Cevap

Hibe ve vakıf, İslam hukukunda malvarlığı devir yöntemleri olmakla birlikte, aralarında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Her ikisi de bir malın mülkiyetinin başkasına devredilmesini içerse de, amaçları, şartları ve sonuçları bakımından ayrışırlar.

Hibe

Hibe, bir kimsenin malını karşılıksız olarak bir başkasına vermesidir. Hibe eden kişiye "vâhib", hibe edilen kişiye ise "mevhûb leh" denir. Hibe, akit yoluyla gerçekleşir ve tarafların karşılıklı rızası ile tamamlanır. Hibe edilen malın mülkiyeti, hibe akdinin tamamlanmasıyla birlikte mevhûb lehe geçer.

Hibenin geçerli olabilmesi için bazı şartlar aranır. Öncelikle vâhibin, hibe edeceği mal üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması gerekir. Ayrıca, hibe edilecek malın mevcut ve belirli olması şarttır. Belirsiz veya ileride elde edilecek bir malın hibesi geçerli değildir. Hibe, genellikle karşılıksız bir akit olmakla birlikte, bazı durumlarda "ivazlı hibe" olarak da yapılabilir. İvazlı hibe, hibe edenin, hibe ettiği mal karşılığında bir menfaat elde etmesidir. Ancak bu menfaat, malın değerine denk olmamalıdır; aksi takdirde akit, hibe olmaktan çıkar ve satış akdine dönüşür.

Hibe, vâhibin sağlığında gerçekleşir ve onun vefatıyla sona ermez. Mevhûb leh, hibe edilen malın mülkiyetini kazanır ve dilediği gibi tasarruf edebilir. Ancak, bazı durumlarda vâhib, hibeden rücu edebilir (geri alabilir). Özellikle, mevhûb leh vâhibe karşı nankörlük ederse veya vâhibin muhtaç duruma düşmesi halinde, hibeden rücu mümkündür.

Allah (c.c.) buyurur:
وَمَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ ۖ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
"Her ne infak ederseniz, O, onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
(Sebe, 34/39)

Bu ayet, infakın (hibe dahil) Allah (c.c.) katında karşılıksız kalmayacağını ve rızkın artmasına vesile olacağını ifade eder.

Vakıf

Vakıf, bir malın menfaatini, Allah (c.c.) rızası için belirli bir amaca tahsis etmektir. Vakfeden kişiye "vâkıf", vakfedilen mala ise "mevkûf" denir. Vakıf, bir ibadet ve hayır kurumudur. Vakfedilen malın mülkiyeti, Allah (c.c.) adına vakfa ait olur ve vâkıfın veya başka bir kimsenin mülkiyetine geçmez. Vakfın amacı, genellikle insanların faydasına olan işlerin sürekliliğini sağlamaktır. Cami, medrese, hastane, çeşme gibi hayır kurumları vakıflar yoluyla kurulmuş ve işletilmiştir.

Vakfın geçerli olabilmesi için bazı şartlar aranır. Öncelikle vâkıfın, vakfedeceği mal üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması gerekir. Ayrıca, vakfedilecek malın mevcut ve belirli olması şarttır. Vakfın amacı, İslam hukukuna uygun ve meşru olmalıdır. Vakıf, yazılı bir vakfiye (vakıf senedi) ile kurulur ve vakfiyede vakfın şartları, amacı ve yönetimi detaylı olarak belirtilir. Vakıf, kurulduktan sonra geri alınamaz ve değiştirilemez. Vakfın yönetimi, vakfiyede belirtilen mütevelli veya mütevelliler tarafından yapılır. Mütevelliler, vakfın amacına uygun olarak vakfedilen malı yönetmek ve vakfın gelirlerini harcamakla yükümlüdürler.

"إِذَا مَاتَ الْإِنْسَانُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلَّا مِنْ ثَلَاثَةٍ: إِلَّا مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ، أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ، أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ"
"İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir: Sadaka-i câriye (devamlı sadaka), kendisinden faydalanılan ilim veya kendisine dua eden hayırlı evlat."
(Müslim, Vasiyyet, 14)

Bu hadis, vakfın (sadaka-i câriye) önemini vurgulamaktadır. Vakıf, vâkıfın ölümünden sonra da sevap kazanmasına vesile olan bir ameldir.

Hibe ve Vakıf Arasındaki Temel Farklar

1. Mülkiyet: Hibede malın mülkiyeti mevhûb lehe geçerken, vakıfta malın mülkiyeti Allah (c.c.) adına vakfa ait olur. 

2. Amaç: Hibe, genellikle kişisel bir menfaat sağlamak amacıyla yapılırken, vakıf, Allah (c.c.) rızası için toplumsal fayda sağlamak amacıyla yapılır. 

3. Geri Alma: Hibe, bazı durumlarda geri alınabilirken, vakıf kurulduktan sonra geri alınamaz ve değiştirilemez. 

4. Süreklilik: Hibe, vâhibin veya mevhûb lehin vefatıyla sona erebilirken, vakıf, vakfiyede belirtilen şartlar doğrultusunda devam eder. 

5. Hukuki Niteliği: Hibe, bir akit iken, vakıf, bir tasarruf işlemidir.

Günümüzdeki Uygulamalar

Günümüzde hibe, özellikle aile içinde malvarlığı devri, bağış ve yardım gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Vakıf ise, eğitim, sağlık, kültür, sosyal yardım gibi alanlarda faaliyet gösteren kurumlar aracılığıyla yaşatılmaktadır. Vakıflar, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve sosyal adaleti sağlamak için önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, burs veren vakıflar, ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitimine destek olmakta, aşevleri ve huzurevleri işleten vakıflar ise, yoksul ve yaşlılara yardım eli uzatmaktadır.

Sonuç olarak, hibe ve vakıf, İslam hukukunda önemli malvarlığı devir yöntemleridir. Her ikisi de farklı amaçlara hizmet etmekte ve farklı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Hibe, kişisel ilişkileri güçlendirirken, vakıf, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı teşvik etmektedir. Allahu a'lem.

Benzer Sorular