Faiz günah mı?
Faiz, İslam'da kesinlikle yasaklanmış bir olgudur. Kur'an-ı Kerim'de ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) sünnetinde faizin haramlığı açıkça belirtilmiştir. Faiz, ekonomik adaletsizliğe, sömürüye ve toplumsal huzursuzluğa yol açan bir uygulamadır. Bu nedenle İslam, faizi yasaklayarak adil bir ekonomik sistemin tesisini amaçlamıştır. Faiz yasağı, sadece bireyler arasındaki ilişkilerde değil, aynı zamanda devletler arası ilişkilerde de geçerlidir. İslam'ın faiz konusundaki bu kesin tavrı, Müslümanların ekonomik hayatlarını şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Faiz, bir mal veya para ödünç verirken, verilen miktarın üzerinde bir fazlalık talep etmektir. Bu fazlalık, genellikle belirli bir orana göre hesaplanır ve borcun vadesi uzadıkça artar. İslam'da faiz, hem alan hem de veren açısından haram kılınmıştır. Çünkü faiz, emek harcamadan, risk almadan kazanç elde etme anlamına gelir ve bu durum, İslam'ın adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle çelişir. Faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da fakirleşmesine neden olur. Bu durum, toplumda kin ve düşmanlığın artmasına yol açar. İslam, faiz yerine karz-ı hasen (faizsiz borç verme) ve mudaraba (emek-sermaye ortaklığı) gibi alternatif finans yöntemlerini teşvik eder. Bu yöntemler, hem bireylerin hem de toplumun refahını artırmaya yöneliktir.
Faizin Haramlığına Dair Deliller
Kur'an-ı Kerim'den Deliller
Bu ayet, faizin haramlığına dair açık bir delildir. Allah (c.c.), müminlere hitap ederek faizden vazgeçmelerini emretmektedir. Ayetin sonunda yer alan "eğer gerçekten müminler iseniz" ifadesi, faizden kaçınmanın imanın bir gereği olduğunu vurgulamaktadır. Bu ayet, faizin sadece bir günah olmadığını, aynı zamanda imanı zedeleyen bir davranış olduğunu da göstermektedir. Müslümanlar, bu ayetin emrine uyarak faizden uzak durmakla yükümlüdürler.
Bu ayet, faiz yiyenlerin ahiretteki durumunu dehşet verici bir şekilde tasvir etmektedir. Faiz yiyenler, kabirlerinden şeytan çarpmış gibi kalkacaklardır. Bu durum, faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu göstermektedir. Ayette ayrıca, faizi alışverişe benzetenlerin yanılgısı da vurgulanmaktadır. Allah (c.c.), alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Bu ayet, faizin haramlığının Allah (c.c.) tarafından kesin bir şekilde belirlendiğini ifade etmektedir.
Sünnetten Deliller
Bu hadis, faizin sadece yiyeni değil, aynı zamanda yedireni, yazanı ve şahitlerini de lanetlediğini göstermektedir. Bu durum, faizin ne kadar yaygın bir günah olduğunu ve bu günaha bulaşan herkesin sorumlu olduğunu ifade etmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.), faizle ilgili her türlü işbirliğinden kaçınılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu hadis, Müslümanların faizden uzak durma konusunda ne kadar titiz olmaları gerektiğini göstermektedir.
Bu hadis, faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu çarpıcı bir şekilde ifade etmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.), faizin en hafif çeşidinin bile, bir kişinin annesiyle zina etmesi gibi olduğunu belirtmiştir. Bu durum, faizin İslam'da ne kadar şiddetle yasaklandığını göstermektedir. Müslümanlar, bu hadisi dikkate alarak faizden son derece uzak durmalıdırlar.
Fıkıh Alimlerinin Görüşleri
Hanefi Mezhebine Göre
Hanefi mezhebine göre faiz, hem nakit para (altın, gümüş, kağıt para) hem de misli mallar (buğday, arpa, hurma gibi aynı cinsten olan ve ölçü veya tartı ile alınıp satılan mallar) üzerinden yapılan işlemlerde haramdır. Nakit parada faiz, borç verilen paranın geri ödenirken fazlasıyla alınmasıdır. Misli mallarda faiz ise, aynı cinsten olan malların farklı miktarlarda değiştirilmesi veya borç verilmesidir. Hanefi alimlerine göre, faizden kaçınmak için karz-ı hasen (faizsiz borç verme) ve mudaraba (emek-sermaye ortaklığı) gibi alternatif finans yöntemleri kullanılmalıdır.
Hanefi mezhebi, faizin haramlığı konusunda oldukça katıdır. Bu mezhebe göre, faizli işlemlerin her türlüsü haramdır ve bu tür işlemlere girenler günah işlemiş olurlar. Hanefi alimleri, faizin toplumsal ve ekonomik zararlarını detaylı bir şekilde açıklamışlardır. Onlara göre, faiz, zenginlerin daha da zenginleşmesine, fakirlerin ise daha da fakirleşmesine neden olur. Bu durum, toplumda kin ve düşmanlığın artmasına yol açar. Hanefi mezhebi, faiz yerine zekat, sadaka ve vakıf gibi sosyal yardımlaşma kurumlarını teşvik eder. Bu kurumlar, toplumun refahını artırmaya ve sosyal adaleti sağlamaya yöneliktir.
Şafii Mezhebine Göre
Şafii mezhebine göre de faiz haramdır. Şafii alimleri, faizin haramlığına dair Kur'an ve sünnetteki delilleri detaylı bir şekilde incelemişlerdir. Onlara göre, faiz, hem bireysel hem de toplumsal açıdan zararlıdır. Faiz, insanların emek harcamadan kazanç elde etmesine neden olur ve bu durum, çalışmayı ve üretmeyi engeller. Şafii mezhebi, faizden kaçınmak için murabaha (vadeli satış), icare (kiralama) ve istisna (sipariş üzerine üretim) gibi alternatif finans yöntemlerini önermektedir.
Şafii mezhebi, faizin haramlığı konusunda Hanefi mezhebiyle aynı görüştedir. Ancak, bazı detaylarda farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, Şafii mezhebine göre, dar-ı harpte (İslam ülkesi olmayan ülkelerde) faizli işlem yapmak caiz olabilir. Ancak, bu konuda Şafii alimleri arasında da farklı görüşler bulunmaktadır. Şafii mezhebi, faizin haramlığına dair delilleri titizlikle incelemiş ve bu konuda Müslümanların dikkatli olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Şafii alimleri, faizli işlemlerden kaçınmak için helal yollardan kazanç elde etmenin önemini belirtmişlerdir.
Günümüzdeki Faiz Uygulamaları ve Çözüm Önerileri
Günümüzde faiz, bankacılık sisteminin temelini oluşturmaktadır. Kredi kartları, konut kredileri, taşıt kredileri ve diğer birçok finansal ürün, faiz esasına göre işlemektedir. Bu durum, Müslümanların faizden kaçınmasını zorlaştırmaktadır. Ancak, İslam alimleri ve ekonomistleri, faizsiz finans yöntemleri geliştirerek bu soruna çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Katılım bankaları, murabaha, mudaraba, icare ve istisna gibi yöntemlerle faizsiz finans hizmetleri sunmaktadırlar.
Faizsiz finans yöntemleri, İslam'ın adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun olarak işlemektedir. Bu yöntemler, hem bireylerin hem de toplumun refahını artırmaya yöneliktir. Örneğin, murabaha yönteminde, banka bir malı peşin olarak satın alır ve müşteriye vadeli olarak satar. Bu işlemde, banka kar elde eder, ancak faiz alınmaz. Mudaraba yönteminde ise, banka sermaye sağlar, müşteri ise emek harcar. Elde edilen kar, önceden belirlenen oranlara göre paylaşılır. Bu yöntemler, faizsiz bir ekonomik sistemin mümkün olduğunu göstermektedir. Müslümanlar, faizli işlemlerden kaçınmak için katılım bankalarını tercih edebilirler ve faizsiz finans yöntemlerini destekleyebilirler. Allahu a'lem.