Dini nikah nasıl bozulur?

10 görüntülenme
Cevap

Dini nikâhın bozulması, evlilik birliğinin sona erdirilmesi anlamına gelir. Bu işlem, belirli usul ve esaslara göre gerçekleşir ve sonuçları, taraflar için önemli hukuki ve sosyal etkiler doğurur. Nikâh akdi, şer'i hükümlere göre kurulduğu gibi, sona ermesi de yine şer'i hükümlere tabidir. Bu bağlamda, talak (boşanma), hul', liân ve fesih gibi yöntemlerle evlilik birliği sonlandırılabilir.

Evlilik, toplumun temelini oluşturan ve bireylerin hayatında önemli bir dönüm noktası olan bir müessesedir. Bu müessesenin korunması ve devamlılığının sağlanması, hem bireylerin huzuru hem de toplumun düzeni açısından büyük önem taşır. Ancak, bazen evlilik birliği, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, geçimsizlikler veya diğer sebeplerle sürdürülemez hale gelebilir. Bu durumda, evliliğin sona erdirilmesi, hem tarafların mağduriyetini önlemek hem de daha büyük sorunların ortaya çıkmasını engellemek için bir çözüm yolu olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, dini nikâhın nasıl bozulduğu konusu, evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur.

Talak (Boşanma) Yoluyla Nikâhın Sona Ermesi

Talak, erkeğin belirli sözlerle veya davranışlarla evlilik birliğine son vermesi anlamına gelir. Talak hakkı, Hanefi mezhebine göre prensip olarak erkeğe aittir. Ancak, evlilik akdi sırasında veya sonrasında yapılan bir anlaşma ile bu hak kadına da devredilebilir. Talakın geçerli olabilmesi için, talak verenin akıl sağlığının yerinde olması ve talakı kendi iradesiyle vermiş olması gerekir. Zorlama altında verilen talak geçerli değildir.

Talak, ric'i (dönülebilir) ve bain (kesin) olmak üzere ikiye ayrılır. Ric'i talakta, erkek iddet süresi içinde eşine geri dönebilir. Bu durumda yeni bir nikâh akdine gerek yoktur. Ancak, iddet süresi içinde geri dönülmezse, talak bain talaka dönüşür ve evlilik birliği sona erer. Bain talakta ise, evliliğin yeniden kurulabilmesi için yeni bir nikâh akdi yapılması gerekir. Üç talakla boşanma ise, evliliğin kesin olarak sona ermesi anlamına gelir. Üç talakla boşanan çiftler, bir daha evlenemezler. Ancak, kadın başka bir erkekle evlenip boşandıktan sonra, ilk eşiyle yeniden evlenebilir.

Allah (c.c.) buyurur:
الطَّلَاقُ مَرَّتَانِ ۖ فَإِمْسَاكٌ بِمَعْرُوفٍ أَوْ تَسْرِيحٌ بِإِحْسَانٍ ۗ وَلَا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَأْخُذُوا مِمَّا آتَيْتُمُوهُنَّ شَيْئًا إِلَّا أَنْ يَخَافَا أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ ۖ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيمَا افْتَدَتْ بِهِ ۗ تِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ فَلَا تَعْتَدُوهَا ۚ وَمَنْ يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Boşanma iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şeyi geri almanız size helal değildir. Ancak, Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkmaları hali müstesna. Eğer siz de onların Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, kadının (boşanmak için) fidye vermesinde her ikisine de günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır, onları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerdir.
Bakara, 2/229

Hul' Yoluyla Nikâhın Sona Ermesi

Hul', kadının belirli bir bedel ödeyerek kocasıyla anlaşarak boşanmasıdır. Hul'de, kadın evlilik birliğinin sona ermesi karşılığında kocasına mehrinden vazgeçebilir veya başka bir mal verebilir. Hul', erkeğin rızasıyla gerçekleşir ve tarafların karşılıklı anlaşmasıyla belirlenen bir sözleşme ile tamamlanır. Hul' yoluyla boşanma, bain talak hükmündedir ve evliliğin yeniden kurulabilmesi için yeni bir nikâh akdi yapılması gerekir.

Hul', özellikle kadının kocasıyla geçinemediği ve evlilik birliğini sürdürmek istemediği durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntem, kadının mağduriyetini önlemek ve evlilik birliğinin zorla sürdürülmesinin önüne geçmek amacıyla meşru kılınmıştır. Hul'de, kadının ödeyeceği bedel, genellikle mehrin tamamı veya bir kısmıdır. Ancak, taraflar arasında farklı bir bedel üzerinde de anlaşılabilir. Hul'ün geçerli olabilmesi için, tarafların akıl sağlığının yerinde olması ve hul'ü kendi iradeleriyle yapmış olmaları gerekir.

Allah (c.c.) buyurur:
فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيمَا افْتَدَتْ بِهِ ۗ تِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ فَلَا تَعْتَدُوهَا ۚ وَمَنْ يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Eğer siz de onların Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, kadının (boşanmak için) fidye vermesinde her ikisine de günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır, onları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerdir.
Bakara, 2/229

Liân Yoluyla Nikâhın Sona Ermesi

Liân, kocanın eşini zina ile suçlaması ve bu suçlamayı dört şahitle ispatlayamaması durumunda, mahkeme huzurunda belirli yeminler ederek evlilik birliğine son vermesidir. Liân, hem kocanın hem de kadının belirli yeminler etmesini gerektirir. Koca, eşinin zina ettiğine dair dört defa yemin eder ve beşinci defa, eğer yalan söylüyorsa Allah (c.c.)'ın lanetinin üzerine olmasını diler. Kadın da, kocasının yalan söylediğine dair dört defa yemin eder ve beşinci defa, eğer kocası doğru söylüyorsa Allah (c.c.)'ın gazabının üzerine olmasını diler.

Liân sonucunda, evlilik birliği kendiliğinden sona erer ve taraflar arasında ebedi bir ayrılık meydana gelir. Liân, özellikle zina suçlamasının ispatlanamadığı durumlarda, tarafların haklarını korumak ve evlilik birliğinin zorla sürdürülmesinin önüne geçmek amacıyla meşru kılınmıştır. Liân sonucunda, çocukların nesebi de belirlenir. Eğer liân eden koca, çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederse, çocuk kocanın nesebinden düşer ve annesinin nesebine geçer.

Allah (c.c.) buyurur:
وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ شُهَدَاءُ إِلَّا أَنْفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ ۙ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ ۙ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِنْ كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Eşlerini zina ile suçlayıp da kendilerinden başka şahitleri bulunmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, Allah adına dört defa yemin ederek kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna şehadet etmesidir. Beşinci defa da, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. Kadının da, kocasının yalan söylediğine dair Allah adına dört defa yemin ederek şehadet etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defa da, eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesidir.
Nur, 24/6-9

Fesih Yoluyla Nikâhın Sona Ermesi

Fesih, evlilik akdinin kurulmasında veya devamında ortaya çıkan bazı eksiklikler veya kusurlar nedeniyle, mahkeme kararıyla evlilik birliğinin sona erdirilmesidir. Fesih sebepleri, mezheplere göre farklılık göstermekle birlikte, genellikle şunlardır: Eşlerden birinin akıl hastalığı, cüzzam veya frengi gibi bulaşıcı bir hastalığa yakalanması, eşlerden birinin iktidarsız olması, eşlerden birinin kaybolması veya uzun süre haber alınamaması, eşlerden birinin İslam dininden dönmesi (irtidad), eşlerden birinin evlilik birliğini çekilmez hale getiren davranışlarda bulunması.

Fesih, mahkeme kararıyla gerçekleşir ve evlilik birliği, mahkeme kararının kesinleşmesiyle sona erer. Fesih sonucunda, taraflar arasındaki evlilik bağı ortadan kalkar ve her iki taraf da yeniden evlenme hakkına sahip olur. Fesih, özellikle evlilik birliğinin devamını imkansız hale getiren durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntem, tarafların mağduriyetini önlemek ve evlilik birliğinin zorla sürdürülmesinin önüne geçmek amacıyla meşru kılınmıştır. Allahu a'lem.

Benzer Sorular