Kuran-ı Kerim'de ahirette zaman kavramının dünyevi zaman algımızdan çok farklı olduğu belirtilir. Ahirette bir günün uzunluğu konusunda net bir rakam vermek mümkün değildir, çünkü oradaki zaman akışı bizim bildiğimiz gibi değildir. Dünya zamanıyla kıyaslama yapmak doğru olmaz.

Ahiret, fiziksel kurallara tabi olmayan, metafizik bir alemdir. Bu nedenle, zamanın akışı da farklıdır. Kuran'ı Kerim'de bu durum çeşitli ayetlerle ifade edilir:

• Secde Suresi, 5. ayet: "O, gökten yere, bütün işleri düzenler. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl kadar bir günde O'na yükselir." Bu ayet, Allah katında bin yıllık bir sürenin bir güne denk gelebileceğini ifade eder. Ancak bu, ahiretteki bir günün bin dünya yılına eşit olduğu anlamına gelmez. Allah'ın kudretini ve zamanın O'nun için farklı işlediğini anlatır.
• Mearic Suresi, 4. ayet: "Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, elli bin yıl uzunluğunda bir günde yükselirler." Bu ayet de benzer şekilde, Allah katındaki zamanın farklılığını vurgular. Yine, ahiretteki bir günün elli bin dünya yılına eşit olduğunu söylemek doğru bir yorum olmaz.
• Hac Suresi, 47. ayet: "Sana, azabı acele istiyorlar. Allah, vaadine asla muhalefet etmez. Rabbinin katında bir gün, sizin saydığınız bin yıldan gibidir." Bu ayet de aynı konuyu farklı bir şekilde ele alır ve Allah'ın zaman algısının bizimkinden farklı olduğunu vurgular.

Özetle, ahiretteki zaman kavramını dünyevi ölçülerle anlamaya çalışmak doğru değildir. Kuran-ı Kerim, ahirette zamanın farklı işlediğini, Allah katında binlerce yıllık sürenin bir güne denk gelebileceğini belirterek, zamanın göreceli olduğunu ve Allah'ın kudretini vurgular. Ahirette bir günün ne kadar sürdüğü sorusuna net bir sayısal değer vermek mümkün değildir. Önemli olan, ahiretin sonsuz bir hayat olduğu ve oradaki zaman algısının dünya zamanından tamamen farklı olduğudur.